İTALYAN KAZI HEYETİ / KYME KAZILARI
Ege kıyılarında kurulan en eski kentlerden birisi olan Kyme, Aliağa’nın
güneybatısında, günümüzde Nemrut Koyu denilen Namura koyundadır.
Buradaki kazı çalışmaları İtalyan Kazı Ekibi Başkanı Prof. Dr.Antonia La Marca başkanlığında Bakanlığımızla ortak olarak sürdürülmektedir.
İki tepeye yayıldığı anlaşılan Kyme, XIX. yüzyılın sonlarında Fransız,
Alman ve Çekoslovak bilim adamlarının yapmış olduğu küçük çaptaki
kazılarla ortaya çıkarılmıştır. Ancak bu araştırmacıların ortaya
çıkardıkları kalıntı ve buluntuların ne oldukları pek bilinmemektedir.
Daha sonraki yıllarda Ekrem Akurgal (1950) , Baki Öğün (1952) ,Hasan
Tahsin Uçankuş (1979) ,Vedat İdil ve Orhan Bingöl (1981-1983) küçük
çapta da olsa kazı çalışmaları yapmışlardır. Prof. Sebastane Lagona
1985’den bu yana çalışmaları sürdürmüştür
Kuzey
Yunanistan’dan gelen halklar tarafından İ.Ö. 11. yüzyılın ortalarında
kurulmuş en büyük Aiolis kentidir. Kymelilerin deniz yoluyla yaptıkları
ticaret ve tarım ekonomileri için çok önemli iki unsurdur. Side ve güney
İtalya`daki Cuma’nın da aralarında bulunduğu bir çok kentin ana şehri
olmuştur.
Önemli
bir liman kenti olan Kyme’nin antik kaynaklardan elde edilen bilgiler
ve günümüzde açığa çıkarılan arkeolojik buluntular ışığında, arkaik
dönemde ekonomik açıdan çok geliştiği bilinmektedir ve sikke basan ilk
şehirlerden biri olduğu anlaşılmaktadır.
Klasik
dönemde (İ.Ö. 450-323) Aiolis Birliği’nin lideri olması sonrasında
Atina Birliği üyesi olan Kyme, Ege şehirlerinin politik tablosu içinde
önemli bir yere sahip olmuştur ve İ.Ő. 4. yüzyılın ikinci yarısında
dikkat çeken bir ticaret merkezidir.
Büyük İskender’in Apollon Tapınağı’na bronz bir şamdan hediye etmiş olması da kentin bu önemine işaret etmektedir.
Hellenistik
Dönemde (İ.Ö. 323-31) kentte bazı önemli anıtların: tiyatro, iki tepe
arasındaki düzlüğe inşa edilen görkemli sur duvarları, kıyıdaki portik,
güney tepedeki yerleşim alanı, mendireğin genişletilmesi gibi bazı
önemli anıtların inşasıyla birlikte yeniden düzenlemeye gidilmiştir. Bu
dönemde de önemli bir ticari merkezdir.
Erken İmparatorluk Dönemi’nde biri İ.S. 17 diğeri 94 yılında olan ve şehre büyük zarar veren iki deprem yaşanmıştır.
Yazıtlar,
antik kaynaklar ve ele geçen buluntulardan anlaşıldığına göre, şehir
yaşadığı iki deprem sonrasında dahi önemini kaybetmemiştir. Çalışmalar
ışığında Geç Antik-Erken Bizans Dönemi’nde (İ.Ő. 4-6. yüzyıllar) kentin
geniş bir alana yayıldığı ve 7. yüzyılda terk edildiği anlaşılmaktadır.
12-13. yüzyıllarda ise yaşam sadece limanı savunma amaçlı inşa edilmiş
kale çevresinde, liman alanında odaklanmıştır.
Kyme’de Araştırmalar ve Kazılar
Kentin ilk tanımları burayı 1429-30 ve 1446’da ziyaret eden Ciriaco de
Pizziolli d`Ancona tarafından yapılmıştır. Şehrin öneminin ortaya
konması Venedik kökenli Baltazzi ailesi ile başlar. Aristide Baltazzi ve
1874 yılından sonra şehirde ilk kazıları yapan oğlu Demostene bir çok
buluntuyu gün ışığına çıkarmışlardır.
1876-1877
yılında Kyme`deki bir mezardan ele gecen takılar-mücevherat British
Museum`a satılmıştır. Yine aynı müze buradan çıkan seramik eserleri de
satın almıştır.
1881
yılında Salonen Reinach ve Edmond Pottier Kyme nekropolunu
kazmışlardır. Burada ele geçen bazı yazıtları ve heykelleri İstanbul
Arkeoloji Müzesi’ne, bazı buluntuları ise Paris`teki Louvre Müzesi`ne
taşımışlardır.
Prag
Üniversitesi`nden Antonin Salac mimar Neopomucky ile 1925 yılında kısa
ancak yoğun bir kazı dönemi gerçekleştirmiştir. Büyük Türk arkeoloğu
Ekrem Akurgal 1953 yılında güney tepenin güney yamacında bazı sondajlar
yapmıştır.
60`lı
yıllarda Alman bilim adamları Kyme`de sualtı ve epigrafik çalışmalar
yapmışlar ve corpus hazırlamışlardır. 1979 yılında İzmir Arkeoloji
Müzesi Müdürü Hasan Tahsin Uçankuş (1979 - 1981 arası) kazı yapmıştır.
1982’den 1984’e kadar Vedat İdil ve Sebastiana Lagona başkanlığında Türk-İtalyan ekip çalışmaları devam ettirmiştir.
1986 yılında Sebastiana Lagona Kültür ve Turizm Bakanlığı`ndan izin alarak kazıların resmi bilimsel başkanı olmuştur.
2008
yılından itibaren Prof. Dr. Lagona`nın öğrencisi olan ve Calabria
Üniversitesi öğretim görevlisi Antonio La Marca kazı başkanlığını
yürütmektedir.
Ancak,
29/05/2017 tarihli Bakanlar Kurulu Kararı ile söz konusu Kazı
başkanlığının buradaki görevi sona ermiş olup çalışmalar İzmir Müze
Müdürlüğünce yürütülmektedir. İzmir Müze Müdürlüğü sorumluluğunda temizlik ve koruma çalışmaları yapılmaktadır.