ALİAĞA ADI NEREDEN GELİYOR?
1623-1640 yılları arasında hüküm süren Osmanlı Padişahı 4. Murad Bağdat Seferi dönüşünde savaş boyunca Osmanlı’ya yardım eden bazı Arap Aşiretlerini iskan politikası gereğince Anadolu’ya getirip onlara Batı Anadolu’da geniş topraklara yerleştirmiştir. Araboğulları aşiretinden Esseyyid Abdülkerim Ağa’ya günümüzde Aliağa ilçesinin bulunduğu bölgedeki topraklara yerleşmiştir
1682’de tarihe 2. Viyana kuşatması olarak geçen ve 16 yıl süren savaş Osmanlı Devletini askeri, siyasal ve ekonomik yönden çok zayıflatmış, 1699 yılında imzalanan Karlofça Antlaşmasıyla ilk toprak kayıpları başlamıştır. Osmanlı tımar sisteminin bozulmuş, miri ve vakıf arazileri büyük toprak sahiplerinin ellerine geçmiştir. 1730’lu yıllardan 1839 yılına kadar sürecek 1 asır boyunca Osmanlı devlet otoritesi zayıflamış ve Ayanlar dönemi adı verilen bir dönem yaşanmıştır Batı Anadolu’da Kara Osmanoğlu ailesi, Arapoğulları Ailesi gibi Ayanlık aileleri gücü eline geçirmiştir. Bergama’dan Menemen’e kadar büyük bir bölge de Araboğulları tarafından kontrol edilmiştir.
Osmanlı döneminde önemli bir yerleşim yeri olan Güzelhisar Arapoğulları ailesi tarafından 1712 ile 1812 yılları arasında ayanlık ile yönetilmiştir. Arapoğullarından Esseyyid Ali Ağa 1760 ile 1780 yılları arasında Güzelhisar Voyvodası/ ayanı olarak bölgeye hükmetmiştir. Aliağa ilçesinin adının kaynağı bölgenin ayanı Esseyyid Ali Ağa’dır. 1763 yılında Güzelhisar’da Ali Ağa Camiini yaptırmıştır. Bölgede büyük siyasal ve ekonomik güç elde eden ayan Esseyyid Ali Ağa Güzelhisar’ın denizle buluştuğu kıyılara kadar uzanan geniş bir bölgedeki toprakların sahibi olmuş, bu topraklar “Aliağa Çiftliği” olarak anılmaya başlanmıştır.
Osmanlı arşivlerinde günümüzdeki Aliağa kent merkezinin bulunduğu yerde Rum çiftçilerin ikamet ettiği Kilise Pınarı köyünün bulunduğuna dair kayıtlar bulunmaktadır. Bir kilise (Günümüzde Aliağa Merkez Camii) ve su kaynağı etrafında oluşan köyün adı 19.yüzyılın başlarından itibaren çiftliğin genel adıyla bütünleşerek Aliağa Çiftliği Köyüne dönüşmüştür. 1827/1828 yılı kayıtlarında Aliağa Çiftliği’nden ilk kez bahsedildiği görülmektedir. 1844-45 yıllarına gelindiğinde Güzelhisar Kazası içinde “Aliağa Çiftliği Köyü” olarak resmi kayıtlarda ismi geçmeye başlamıştır.
1840’lı yıllardan itibaren Levanten Baltazzi ailesi bölgedeki toprakların sahibi olmaya başlamıştır. Bu yıllardan, Milli Mücadelenin sonuçlandığı 1922 yılına kadar Aliağa Çiftliği ve çevredeki araziler Baltazzi ailesinin mülküdür. Baltazzi ailesi 1876'da Aliağa Çiftliği'nde 12 bin m2'lik bir bahçenin içine 3 katlı bir konak yaptırmıştır. Bu konağın üçüncü katı, 1915 yılı mart ayında İngiliz savaş gemilerinin kıyıyı top ateşine tutması sonucu yıkılmıştır. Konak, 1933 yılında Vali Kazım Dirik tarafından okula dönüştürülmüş ve Cumhuriyetin 10. yılında Aliağa (Atatürk) İlkokulu olarak eğitime başlamıştır.
Kaynak: Aliağa Belediyesi
ALİAĞA TARİHİ
Antik Dönem:
İyonya Göçü’nden sonra, Eolia ve İyonya bölgesinde Grek kolonileri kurulmuştur. Anadolu’nun Persler tarafından istilası sırasında, bu kentlerin büyük bir kısmı Perslerin egemenliğine girmiştir. Daha sonra bu kentler sırasıyla Makedonya, Pergamon Krallığı, Roma, Bizans ve Araplar. Arapların İstanbul kuşatmaları başarısız olunca Araplar Anadolu’dan çekilmişlerdir.
MÖ.312’de Büyük İskender, Perslerin egemenliğine son verdikten sonra, bu kentlerin büyük bir kısmı Makedonya egemenliği altına girmiştir. İskender’in ölümünden sonra, Aliağa’nın da bulunduğu yöre Pergamon Krallığı’nın egemenliğine girmiştir. Pergamon Kralı III.Attalos’un vasiyeti üzerine, Romalılar buraya hakim olmuştur. Roma’nın ikiye ayrılmasından (395) sonra, Aliağa yöresi, Bizanslıların egemenliğine girmiştir. Bölge Arap akınlarına uğramış, İmparator II.Leon döneminde (717-741), Araplar ile yapılan antlaşma sonunda; İzmir- Bergama arasında kalan bölge Arapların yönetimine bırakılmışsa ama Arapların İstanbul’u kuşatmaları başarısız olunca, Araplar Anadolu’dan çekilmişlerdir. Bizans Asyası'nın önemli kentleri şunlardır: Pergamos, Elaia, Pitane, Tianai, Perperine. Bu kentler Aikos vadisinin kentleridir. Komnenler soyu ile Anadolu'da Türk etkisi görülmeye başlandıdı ve 1071 Malazgirt Savaşından sonra Anadolu hızla Türkleşmeye başladı
Cumhuriyet Dönemi:
I. Dünya Savaşı’ndan sonra Yunanlılar, 15 Mayıs 1919’da İzmir’e asker çıkardıklarında Aliağa’da yaşayan halk buradan ayrılmış ve yerlerine Midilli Adası’ndan gelen Rumlar yerleşmiştir. Aliağa, 9-10 Haziran 1919’da Yunan işgaline uğramıştır. Düşmanın 9 Eylül’de, İzmir’de denize dökülmesinin ardından Türk Ordusu, 13 Eylül 1922 günü Aliağa Çiftliğine gelir. Aliağa Çiftliğindeki Yunan birlikleri ve yerli Rumlar bölgeyi boşaltırlar.
Kurtuluş yılından 1,5 yıl sonra, 1924'te Yunanistan'dan “Mübadele” yoluyla gelen Türk göçmenler yerleştirilmiştir. Göçmenler bu topraklara yerleştikten sonra, Aliağa Çiftliği Cumhuriyet döneminin bucak merkezlerinden biri olmuştur. 1951-1952 yıllarında Aliağa'ya Bulgaristan ve Yugoslavya'dan yeni göçmenler gelmiştir. Yeni gelenler, Aliağa'nın mahallerinde kendilerine yer buldular. Bu tarihlerde nüfus birden artınca 1952 yılında Aliağa'da belediye teşkilatı kurulmuştur.
1970'li yıllarda hızlı bir gelişme vardı. İşleri yürütmek üzere müteahhitlerle birlikte, teknik eleman ve iş arayanlar Aliağa'ya akın etti. Nüfus sürekli artıyor, ekonomik yaşam giderek canlanıyordu. 14 Ocak 1982 tarihinde Aliağa beldesi ilçe olmuştur. Kasaba ilçe statüsüne yükselince, yeni idareci ve memurlar atandı.
ALİAĞA’DAKİ TARİHİ YERLER:
Aliağa’nın bulunduğu yöre, eski bir yerleşim alanıdır. Antik Çağ’da Eolis denilen bu bölgede; Kyme, Myrina, Aigai (Nemrutkale), Gryneion (Gyrna) ve Pitane (Çandarlı) gibi antik kentler kurulmuştur.
Kyme:
12 Aiol Kenti arasında, en büyüğü olan Kyme Kenti, Aliağa Çakmaklı Köyü yakınlarındadır.
Kyme, bir liman kenti olmasının yanı sıra, para bastıran ilk şehirlerdendir. İlk basılan sikkelerde at başı figürünün bulunması dikkat çekmektedir. Bizans ve Ortaçağ Dönemleri’ne ait detaylı bilgi olmamakla birlikte, bulunan az miktardaki kalıntılar Aliağa’nın bir kardinalin ikamet yeri olduğuna işaret etmektedir.
Bölgede ilk incelemeler, 19.yüzyıl sonlarında Myrina yakınlarında kazılar yapmakta iken Kyme’de de deneme çukurları açan Reinach tarafından başlanılmış; yapılan kazılarda bir nekropol ve Arkaik Dönem’e ait birkaç taş heykel bulunmuştur. Gerçek anlamdaki ilk arkeolojik kazı, Prag Üniversitesi’nden A. Salaç başkanlığında yapılmış ve kazılar sırasında tapınak, portik ve evler ele geçmiştir. Kyme’nin kalıntıları diğer kentlerin kalıntılarında olduğu gibi yağmalanmış; taşlar yöredeki kent sakinleri tarafından yeni yapıların yapımında kullanılmıştır. Bu nedenle de ünlü Kyme kentinden günümüze pek az kalıntı gelebilmiştir.
1980 yılından itibaren İzmir Arkeoloji Müzesi’nin yapmış olduğu çalışmalarda Agora ve çevresindeki yapılar gün ışığına çıkarılmış, sur kalıntılarından geriye kalan yerin yakınında mozaik ile örtülü zemini olan bir oda ele geçirilmiştir. 1986 yılından itibaren Catania Üniversitesi’nden Prof. Dr. Sebastiana LAGONA başkanlığında yürütülen çalışmalarda, Kyme’de Arkaik, Helenistik, Roma ve Bizans Dönemlerine ait önemli kalıntılar bulunmuştur. Bu çalışmalarda ilk kez Arkaik Dönem yerleşim yapılarına rastlanmıştır. Kyme Kenti’nde sürdürülen çalışmalar sırasında Roma dönemlerine ait agora, tiyatro, sıcak su kaplıca hamamı, sarnıçlı tüccar evi, su kemeri, sütunlu yol ve kale duvarları, atık su, fosseptik ve lağım sistemi, sayısız amfora kalıntıları ve denize 150 metre giren liman kalıntıları gibi çok sayıda bulgu ortaya çıkartıldı.
Myrina:
Aiolis bölgesinin önemli bir kenti olan Myrina, doğa ile iç içe yaşayan bir antik kenttir. Myrina ilk kez Delos Birliğine talent ödemesiyle ismini tarihte duyurmuştur. Myrina M.Ö. 560’dan sonraki yıllarda Lydia Kralı Kroisos’un egemenliğini tanımış, M.Ö. 454-425’de Atina Konfederasyonu içerisinde ismi geçmiştir. Anadolu’nun Pers istilasına uğradığı yıllarda, M.Ö. 475 de Xerkes bu kenti Gongylos’a vermiştir. Myrina, M.Ö. 334’de bütün Aiol devletleri gibi Büyük İskender’in egemenliğini kabul etmek zorunda kalmış, onun ölümünden sonra M.Ö. 188’de Bergama Krallığına katılmıştır. Myrina’nın toprak üstü kalıntılarının büyük çoğunluğu yakınındaki diğer kentlerin yapımında kullanılmış ve şehir bütünüyle yok edilmiştir. Bu yüzden de liman taşları dışında kentin mimari parçaları günümüze ulaşmamıştır. Toprak üstü kalıntılarının yok denecek kadar az ancak keramik parçaları ve terrakota heykelciklerinin çevrede yaygın oluşu araştırmacıların dikkatini buraya çekmiştir. Böylece Myrina pişmiş toprak heykelcikleriyle tanınmıştır.
Myrina kentinin bir zamanlar yaşadığı tepelere yayılmış olan çanak çömlek parçaları, figürünler, mimari frizler, lahit kapakları kentin zengin düzeydeki kültürünü kanıtlamaktadır.
Gryneion:
Apollon mabedi ile ünlü kentin kuruluşu kesin olarak bilinmemektedir. Strabon, Batı Anadolu’daki Apollon mabetlerinin en ünlüsünün burada olduğunu söylemektedir. Gryneion’un tarihte ilk kez ismi M.Ö. V.yy.'da Atina Deniz Birliğinin üyesi olarak geçmiştir. Yazılı kaynaklardan öğrenildiğine göre, Gryneion başlangıçta birliğe vergi olarak gelirinin 1/6 sını talent olarak ödemiştir. Sonraki yıllarda bu vergi 1/3’e yükseltilmiştir. M.Ö. 5. yüzyılın sonunda Peloponnessos savaşlarında Sparta’ya yenilen Atina, Anadolu’daki gücünü Perslere kaptırmıştır. Perslerin yöredeki üstünlüğü M.Ö.335’e kadar sürmüştür. İskender, Anadolu seferine çıkmadan önce komutanı Parmeion’u ön hazırlık ve köprübaşı kurması için göndermiş, Parmeion ani bir baskınla Gryneion’u ele geçirmiş, kenti yakıp yıkmış ve kentin halkını da esir almıştır. Böylece Gryneion’un bağımsızlığı sona ermiş, Helenistik dönemde de Myrina’ya bağlanmıştır. Bundan sonra kentin adı yalnızca Apollon kutsal alanından ötürü tarihte ismi geçmeye başlamıştır. Roma çağında kent iyice sönükleşmiş, Myrina’ya bağlı bir tapınak yeri durumuna düşmüştür. Artık tarihte burası kehanet yeri olarak kabul edilen Apollon tapınağı ile anılmaya başlamıştır.
Aigai:
Heredot’un andığı 12 Aiol kentinden birisiydi. M.Ö. 1100 yıllarından itibaren Ege’nin kuzeyini kolonize eden Aiollar tarafından kurulmuştur. Bölgede M.Ö VI. yüzyıl anıtlarından kalmış sütun başları görülmektedir. Agorası yamaca kurulmuş, doğusu çok iyi durumda, orta katı depo, alt katı ise dükkânlar olarak düzenlenmiştir.
SOSYAL VE EKONOMİK YAPI:
Nüfusu:
1960’lı yıllarda küçük bir balıkçı köyü olan Aliağa’nın nüfusunda uzun yıllar önemli bir gelişme olmazken, 1980’li yıllardan başlayarak nüfus artışı hızlanmıştır. 2016 yılı Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi sonuçlarına göre nüfusu 91.026 kişidir.
İlçe, Demir-Çelik ve Petro-Kimya sektörünün ağırlıkta olduğu sanayinin kurulmasıyla birlikte hızla gelişerek, 15-20 yıl içinde Ege’nin nüfus çeken bir sanayi merkezine dönüşmüştür. Hızlı sanayileşmesi de hızlı kentleşme, dış göç alma ve nüfusun yoğunlaşmasına neden olmuştur.
1960'lı yılların başına kadar tarımsal yoğunluklu ekonomik etkinliğe sahip olan Aliağa, 1961 Anayasası uyarınca, "Ağır Sanayi Bölgesi" olarak kabul edilince, 1970'lerden itibaren sanayi yoğunluklu ekonomiye dayalı bir karakter kazanmaya başlamış, makro ölçekteki kamu yatırımları olan Petkim-Tüpraş gibi dev sanayi kuruluşlarının bölgemizde kurulmasıyla başlayan sanayileşme hızını arttırarak devam ettirmiştir.
Güzelhisar Barajı:
Petkim ile diğer sanayi tesislerinin su ihtiyacını sağlamak amacıyla Petkim tarafından inşaat montajı yapılmış olup, işletme hakkı D.S.İ.'de olan temel su kaynağıdır. 1981 yılında işletmeye açılmış olup; 158 milyon m³ hacimlidir. Güzelhisar Barajı’ndan; içme, kullanma ve sanayi suyu sağlanmaktadır.
Çakmaktepe Doğalgaz Çevrim Enerji Santralı:
Aliağa Organize Sanayi Bölgesi içinde yer almaktadır. 8 Ekim 2007'de, Çakmaktepe Doğalgaz Çevrim Santralı'nda üretim başlamıştır.
EÜAŞ Aliağa Gaz Türbinleri ve Kombine Çevrim Santralı:
Aliağa Gaz Türbinleri Kombine Çevrim Santrali İtalyan Fiat Avio firmasına yaptırılarak 02.09.1975 yılında işletmeye alınmıştır.
Enka Aliağa (İZMİR) Doğalgaz Çevrim Santralı:
Enka Holding ile ABD'li Intergen firmasının ortaklığıdır.
İlçedeki Turizm işletme Belgeli Tesis Listesi
Sınıfı | Adı | Adresi | Telefon
Faks | Web Sitesi - E-posta |
** | Dönmez Otel | Hükümet Cad.No: 49 | 616 16 10 616 22 05 | www.hoteldonmez.com info@hoteldonmez.com |
*** | Prestij Dönmez Oteli | Kültür Mah. Hükümet Caddesi No:51 | 617 18 00 617 20 00 | www.prestigehoteldonmez.com info@prestigehoteldonmez.com |
*** | Hampton by Hilton | Yalı Mah.130 Sokak No:11 | 610 00 00 610 00 11 |
|
**** | Ramada By Wyndham İzmir Aliağa Otel | Yalı Mah.130 Sokak No: 16 | 616 00 61
| |
***** | Radisson Hotel İzmir Aliağa | Siteler Mah. Necmettin Giritlioğlu Cad. No:23 Aliağa | 966 83 83 | https://www.radissonhotels.com/tr-tr/oteller/radisson-izmir-aliaga |
BASİT KONAKLAMA BELGELİ TESİS LİSTESİ
ALİAĞA | YILDIZ |
ALİAĞA | ETAP ALTINEL |
ALİAĞA | AFACAN |
ALİAĞA | TABAKÇI |
ALİAĞA | HANCI |
ALİAĞA | AKSU |
ALİAĞA | DEL PUERTO |
ALİAĞA | ŞAKRAN |
ALİAĞA | KYME |
ALİAĞA | AKAN |